Reishi Mantarı Nedir ?
Reishi Mantarı
Ganoderma Lucidum
Ganoderma lucidum (kırmızı Ganoderma), geleneksel çin tıbbında kullanılan bir mantardır. Günümüzde halen dünya genelinde değerli bir gıda takviyesi ve şifalı bitki olarak değer görmektedir.
Reishi veya lingzhi (Ganoderma lucidum), Polyporaceae familyasından geleneksel Çin tıbbında yaklaşık 4000 yıldır ilaç olarak kullanılan sıvı olarak özünün tüketildiği bir mantar türüdür. Reishi yenilebilir bir mantar değildir. Genellikle meşe ve erik ağacı kütüklerinde, üzerlerinde yaklaşık 9 aylık gibi bir sürede yetiştirilir.
Reishi mantarı yumuşak, altı odacıksız, belirgin bir sapı olmayan yumuşak, düz ve kırmızı cilalı bir şapkaya sahip olan bir mantardır. Mantarın yaşına göre alt kısmı kahverenginin çeşitli tonlarındadır. Altında odacıkları bulunmaz ve sporlarını çok ince gözeneklerden yayar.
Buruk bir tadı vardır. Tadı acıdır ve tahta gibi serttir. Acı ve buruk tadı yüzünden genellikle taze veya kurutulmuş olarak ince toz haline getirilir ve suda çözdürülerek kullanılır. İçine reishi ekstresi eklenen su bir çaydanlıkta yaklaşık 2 saat kadar kaynatılır ve hemen kullanılır. İçerdiği yüksek miktarda antioksidan sebebi ile hemen kullanılmazsa yaklaşık bir buçuk saat içinde özelliğini büyük ölçüde yitirir.
Birçok hastalık vücutta toksinlerin birikmesi nedeniyle, vücut fonksiyonlarının dengesini kaybetmesi sonucu meydana gelir. Ganoderma, vücutta biriken toksinlerin atılmasına ve vücudun immün sisteminin güçlendirilmesine yardımcı olabilmektedir.
Ganoderma hepatit, hipertansiyon, yüksek kolesterol, hepatopati, artirit, bronşit ve kanser gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde halk hekimliğinde popüler bir bitkidir.
Ganoderma;
Zindeliğin arttırılması ve ömrün uzatılması için geleneksel
Çin tıbbında kullanılmaktadır.
Son yıllarda halsizlik ve zayıflık, uykusuzluk, mide ülseri, immün sistemle ilgili rahatsızlıklar, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve diğer rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Önemle belirtilmesi gereken bir konu da Ganoderma'nın, son zamanlarda yapılan araştırmalarda lösemiye karşı anti-kanser özelliklere ve anti HIV etkinliği dahil olmak üzere yaşlanmayı önleyici ve antimikrobiyal/antiviral özelliklere sahip olduğu ortaya konmuştur.
Son yirmi yıl içerisinde yapılan modern araştırmalar;
Ganoderma'nın triterpenler, polisakkaritler, nükleositler, steroller, yağ asitleri, alkaloidler, proteinler, peptitler, aminoasitler ve diğer inorganik elementler dahil olmak üzere çok çeşitli kimyasal bileşenler içerdiğini ortaya koymuştur.
Bu bileşenler arasında triterpenler ve polisakkaritler son derece çeşitli ve potansiyel olarak anlamlı farmakolojik özelliklere sahip olduklarının ispat edilmiş olmaları itibariyle büyük ilgi görmüştür.
Ganoderma'nın son derece güvenli olduğu görülmektedir, çünkü Ganoderma'nın oral olarak vücuda alınması herhangi bir toksisite (bir maddenin içerdiği zehir oranı) etkisi göstermemektedir.
Ganoderma lucidum insanlarda yaşlanma sürecinde önemli bir faktör olduğuna inanılan hiperoksit radikalini net bir şekilde vücuttan atabilmektedir.
(Liu vd.1997)
Yaklaşık 2100 yıl önce İmparator Han Wu Di'nin hükümranlığı esnasında Ganoderma Lucidum'un sarayın her yerinde yetiştirildiği anlaşılmıştır. Resmi kaynaklar bu olağandışı manzarayı imparatorun fazileti ve üstünlüğü ile ilişkilendirmiştir.
Rivayete göre imparator, Ganoderma lucidum'u saray topraklarına getirmek için göğe ve dünyaya dokundu, ama eğer imparator bilge ve yardımsever olsaydı gökte hayırlı belirtiler olurdu, bu nedenle eğer Ganoderma lucidum sarayda bulunsaydı, bu tamamen imparatorun doğru bir insan olduğu anlamına gelecekti ki bu da barış ve refah getirirdi. Sonuç olarak bu bitki uğurlu bir bitki olarak bilinmiş ve hükümran sınıf tarafından gizemli, fevkalade doğal bir gücünün olduğu iddia edilmiştir.
Linghzi, Ganoderma lucidum'un çince karşılığıdır. Ganoderma bitkisinin tarihçesi en eski çin kodeksi olan "Shen Nonh'un Bitki Klasiği" içerisinde uzun uzun geçmektedir. Ganoderma lucidum, ulus için refah ve barış, imparator için de uzun yaşam sembolü olarak görülmüştür.
İmparator Han Wu Di döneminden sonra Ganoderma efsanesi Taoculuk ile birlikte yeni bir boyut kazanmıştır.
Taoculuk daha ziyade yaşam ve ölümsüzlük temaları üzerine odaklanmıştır.
Taocular, sporla ve Ganoderma lucidum'u sık sık tüketmek suretiyle kişinin ölümsüzlüğe ulaşabileceğine inanmışlardır.